Gerçek Anlam Örnekleri
05/04/2022Gerçek anlam nedir? Cümlelerde gerçek anlamlı kelimeler nasıl kullanılır? Gerçek anlam örnekleri…
Cümle içinde geçen bir kelimenin ilk akla gelen anlamına gerçek anlam denir. Cümle içinde okuduğumuz bir kelimenin ilk akla geldiği şekliyle kullanılması, bu kelimenin “gerçek anlamlı” kelime olduğu anlamına gelir. Gerçek anlamlı kelimeler, sözlükte ilk sırada yer verilen anlamda kullanılır. Gerçek anlam örnekleri vereceğiz lakin öncelikle bu dil bilgisi teriminin akıllarda tam anlamıyla yer etmesi önemli. Asıl anlamının dışında kullanılan kelimeler ise, mecaz anlamlı kelimeler denir.
Gerçek anlam ve mecaz anlam arasındaki farkı birkaç örnekle açıklayalım;
- Gerçek anlam örneği; Elektrikler kesilince tüm şehir karanlığa hapsoldu.
- Mecaz anlam örneği; Toplum olarak karanlıktan çıkıp aydınlığa kavuşmak için, eğitime çok daha fazla önem vermeliyiz.
- Gerçek anlam örneği; Bizim kız masal okumadan uyumaz.
- Mecaz anlam örneği; Bu masallara karnımız tok!
- Görüldüğü gibi “karanlık” ve “masal” kelimelerinin ifade ettiği anlam, birbirinden farklılık gösteriyor. Aşağıda yer vereceğimiz gerçek anlam örnekleri ile konuyu daha net bir biçimde anlayacaksınız.
Gerçek Anlam Örnekleri
Cümlelerde verdiğimiz gerçek anlam örnekleri, kalın puntolarla belirtilmiştir.
- Yeni yağan yağmur arabanın tekerleklerini kaydırdı.
- Kırtasiyeden aldığım tükenmez kalem çok kaliteli çıktı.
- Salı pazarında maydanozun demeti 2 TL’ydi.
- Kiraz ağacının dalları, meyveden aşağıya sarkmıştı.
- Meteoroloji uzmanları bu sene kışın çok soğuk geçeceğini söylüyor.
- Hızla geçen arabanın altında kalan top patladı.
- Yokuş aşağı inerken ayağım kayınca kendimi yolun sonunda buldum.
- Bebeğin emziğini kaybedince yenisini aldık.
- Sobaya attığım çam odunlarının çıtırtısı uykumu getirdi.
- Al şu gırgırı ekmek kırıntılarını gırgırla.
- Akşam yemeği için mantar çorbası yapar mısın?
- Yakında yeni oyuncak almam çünkü ev oyuncakla dolu.
- Pencereleri açıp odayı biraz havalandıralım.
- Yorgun olduğumda bir bardak çayın yerini hiçbir şey tutmuyor.
- Ben görmeyeli sizin oğlan epey büyümüş.
- Bizim çocukluğumuzda renkli televizyonlar yoktu.
- Bu kıyafetlerin neden bu kadar kirli?
- Hafta sonu ormana gidip biraz temiz hava alalım.
- Evinin bahçesine iki limon, iki de ıhlamur ağacı dikmiş.
- Tarhana çorbası, dar hane çorbasıdır.
- Mahallede futbol oynayan çocukların arasına dalan delikanlı, topu havaya dikti.
- Maçı izlerken o kadar çok bağırmışım ki boğazım ağrıyor.
- Açıkta kalan elma dilimleri pörsümüş.
- Biz çocukken mahalle maçlarında kalelerimizi taştan yapardık.
- Bizim ilçedeki tarihi kale, Bizanslılardan kalmış.
- Kuru üzüm zihni açıyormuş.
- Pilotun yaptığı anons, herkesi panikletti.
- Gömleğimin kopan düğmesini diker misin?
- Sel suları köprünün üstünden akıyordu.
- Usulca yanına yaklaşan deli ödünü koparmıştı.
- Sabah serinliğinde incirleri dalından koparmıştı.
- Piknik yerine atılmış çöpleri görünce, hem çok utanmış hem de çok üzülmüşlerdi.
- Dağlardaki kaynak suları kurumak üzereydi.
- Belediye, yol kenarındaki ağaçların hepsini kesmişti.
- Küçükken annem, yabancılardan şeker almamam gerektiği konusunda uyarmıştı.
- Ağacın yüksek dallarına boyum yetmeyince, ağaca tırmanmak zorunda kaldım.
- Üst üste yaşadığı üzücü olaylardan sonra kalp krizi geçirmişti.
- Lisedeyken sınıfın en çalışkan öğrencisi bendim.
- Masanın altındaki kutudan birkaç tane elma alıp gelir misin?
- Kumandanın tuşlarından biri düşmüştü.
- Sofraya çatal getirmeyi unutmuşum.
- Çaya şeker atmayı bıraktığımdan beri, çayın gerçek tadını alabiliyorum.
- Depremin şiddetinden duvardaki bütün tablolar yere düştü.
- Çocukluğumun kış akşamlarında, elektrik kesilince anneannem bize masallar anlatırdı.